Adalar şairi Tahsin Nahit, vefat yıl dönümünde anılıyor

İSTANBUL (AA) – FATİH TÜRKYILMAZ – "Adalar Şairi" olarak tanınmış bir şair ve oyun yazarı Tahsin Nahit, vefatının 102. senesinde yad ediliyor.

Yazar ve çevirmen Mina Urgan'ın babası olan Tahsin Nahit, 1887'de Gülhane Askeri Rüştiyesi matematik öğretmeni Yarbay Asaf Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi.

Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi'nden sonra liseyi Galatasaray Sultanisi'nde bitiren şair, Hukuk Mektebi'ndeki öğrenimini 1913'te yarım bıraktı.

– Tahsin Nahit, 1909'da Fecri Ati topluluğuna katıldı

İlk şiirleri 1905'te Selanik'te çıkan "Çocuk Bahçesi" adlı dergide T. Nahide imzasıyla yayınlayan şairin sonraki yıllarda şiir ve hikayeleri ise "Hale", "Servet-i Fünun", "Resimli Kitap", "Nedim", "Rübab", "Şair", "Mehasin", "Aşiyan", "Musavver Muhit", "Kadın" ve "Resimli Roman" dergilerinde okurlarla buluştu.

Tahsin Nahit, 1909'da Fecri Ati topluluğuna katıldıktan sonra Cağaloğlu'ndaki evlerini bu grubun şair ve yazarları için edebi bir ortam durumuna getir­di.

Servet-i Fünun dergisinde şiirleri ve tiyatro üzerine yazıları yayımlanan Tahsin Nahit, liseden arkadaşı Ahmet Haşim'le de Fecr-i Ati grubu içinde bir araya geldi.

Tahsin Nahit, hukuk öğrenciliği yıllarında politikaya duyduğu ilgiyle İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi ve özellikle İkinci Meşrutiyet'in ilk aylarında bu partinin aktif bir üyesi oldu.

– Vefatına kadar 10'a yakın oyun kaleme aldı

Meşrutiyet'ten sonra tiyatro çalış­malarına başlayan Tahsin Nahit, vefatına kadar 10'a yakın oyun kaleme aldı. Genel olarak melodram tarzında oyunlar yazan yazarın "Bir Çiçek İki Böcek" adlı uyarlaması da Muh­sin Ertuğrul'un ilk rejisörlük denemesi olarak sahneye konuldu ve yazarından çokça söz ettirdi.

Tahsin Nahit, şiirlerinde benlik, aşk, gelecek düşleri ve doğa konularını işledi. Hemen hepsi aruz ölçüsüyle yazılmış olan şiirlerinde yer yer serbest müstezat denemeleri de olan şairin bazı şiirleri de dönemin sanatçıları tarafından bestelendi.

İttihad ve Terakki Fırkası'nın üyesi olarak Birinci Dünya Savaşı yıllarında İaşe Nezareti'nde müfettişlik yapan şair, özellikle 31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) sırasında, İttihat ve Terakki'yi kusurlu ya da suçlu bulduğundan, parti içinde eleştirel bir tavır takındı.

Tahsin Nahit, Meclis-i Mebusanda, İttihad ve Terakki grubunun milli hakimiyeti sarsacak faaliyetlerde bulunduğunu ileri sürerek yazdığı bir mektupla, başka hiçbir partiye girmemek kararıyla istifa etti. Bu istifasıyla siyasetten elini tamamen çekti ve bundan sonra kendini yalnız edebiyata ve tiyatro çalışmalarına verdi.

Büyükada'da doğup yetişmiş Şefika Hanım ile yaptığı evlilikten Mina Urgan adlı kızı olan Tahsin Nahit, 12 Mayıs 1919'da "Rakibe" adlı oyunun Darülbedayi'deki provaları sırasında hayatını kaybetti. Şairin cenazesi Büyükada Mezarlığında toprağa verildi.

– "Ona göre şiir, zavallı bir hülya ve adeta sevimli bir rüyadır"

Prof. Dr. Nurullah Çetin, "Tahsin Nahit ve Şiiri" adlı makalesinde şairin şiir anlayışını şu cümlelerle anlatmıştı:

"Tahsin Nahit, genel olarak soyut anlamda 'şiir' kavramı, şiiri ve şair olarak kişiliğiyle ilgili bazı değerlendirmelerde de bulunmuştur. Şairin bu konulardaki düşüncelerini en belirgin olarak 'şiir' ve 'ideal' adlı şiirle­rinde bulabiliyoruz. Şair, 'şiir' adlı şiirinde şiir sanatı için bazı tanımlar getiriyor. Ona göre şiir, zavallı bir hülya ve adeta sevimli bir rüyadır. Hatta bazı şiirler, öyle ağlatıcıdır ki büsbütün veremli birer sevdadır."

Tahsin Nahit'in kısa ömründe Fecr-i Ati topluluğunun bir üyesi olarak birçok şiir ve tiyatro eseri yazan ve hayatını sanat ve edebiyata vakfeden bir sanatçı olduğunun altını çizen Çetin, "O da diğer Fecr-i Ati şairleri gibi İkinci Meşrutiyet dö­neminin getirdiği sanat ve estetik değerden uzak ve siyasi konulu, bolca adeta furya halinde şiir yazma müptezelliğine bir tepki olarak 'sanat şahsi ve muhteremdir' ilkesiyle yola çıkarak şiire, halis şiire hizmet etmeye ça­lışmıştır. Bunun yanında sosyal konulu bazı şiirleri de bulunmaktadır." değerlendirmesini yapmıştı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?