“4. Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi”

İSTANBUL (AA) – Birleşmiş Milletler (BM) Yargıda Dürüstlük Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Nihal Jayawickrama, 15 maddeden oluşan İstanbul Bildirgesi'nin uygulanmasıyla adaletin büyük ölçüde iyileşeceğini belirterek, “Dünyanın her yerinde bu ilkelerin uygulanabilmesini ve uluslararası bir belge haline gelmesini umut ediyoruz. ” dedi.

Yargıtay'ın ev sahipliğinde düzenlenen, 30 ülkeden yüksek mahkeme başkanı ve uluslararası uzmanların katıldığı “4. Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi “ne katılan Prof. Dr. Nihal Jayawickrama, basın mensuplarının sorularını cevapladı.

İstanbul Bildirgesi'ni değerlendiren Jayawickrama, yargıda şeffaflık konusunun önemli olduğunu kaydetti.

Yargı sistemleri açısından en önemli unsur olan şeffaflığın Türk Yargıtayı'nın projeyi gerçekleştirene kadar hiç çalışılmamış bir konu olduğunu vurgulayan Jayawickrama, şöyle devam etti:

“Şimdiye kadar şeffaflığın tanımı hiç yapılmamıştı. Başka uluslararası belgelerde, bağımsızlıkla, yolsuzlukla mücadeleyle ilgili tanımlamalar varken bu konuda olmamıştı. Türkiye Yargıtayı bu projeyi gerçekleştirip bununla ilgili çalışmalar yapana kadar şeffaflıkla ilgili detaylı herhangi bir çalışma yoktu. Böylelikle şeffaflığın tanımı yapıldı. Böylelikle bu konunun ne kadar geniş kapsamlı olduğu anlaşıldı. ”

Jayawickrama, İstanbul Bildirgesi'nde 15 ilke yer aldığını ifade ederek, “Eğer bu ilkeler uygulanabilirse adaletin idaresi büyük ölçüde iyileşecek. Dünyanın her yerinde bu ilkelerin uygulanabilmesini ve uluslararası bir belge haline gelmesini umut ediyoruz. ” diye konuştu.

-Hakimlerin atanması

ABD Devlet Mahkemeleri Ulusal Merkezi Başkan Yardımcısı Jeffrey Apperson, ABD'de Federal Yargı mensubu olarak 35 yıl çalıştığını dile getirerek, aynı zamanda eyalet yargısı içinde de 8 senedir görev yaptığını söyledi.

Apperson, İstanbul Bildirgesi'ndeki “hakimlerin atanma prosedürü şeffaf olmalıdır ” ve “Yargı, hakimlerin etik dışı davranışlarına ilişkin şikayetlere şeffaf biçimde karşılık vermelidir ” şeklindeki 13. ve 14. ilkelerin önemini vurguladı.

“Hakimlerin görevden alınması, haklarında disiplin tedbirleri uygulanması veya atanmasıyla ilgili olarak her bir ülkenin bu ilkelerden öğreneceği şeyler olduğunu düşünüyorum. ” diyen Apperson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunların bizim için kılavuz, yönlendirici ilkeler olduğuna inanıyorum. Benim görüşüme göre, özellikle hakimlerin seçilmesi sürecinin mümkün olduğunca siyasi süreçlerden uzak, ayrı tutulması gerekiyor. Özellikle de atanmasıyla ilgili olarak her bir ülkenin öğreneceği şeyler olduğunu düşünüyorum. Bizler de ABD olarak 'Bu ilkeleri evimize götürebiliriz.' dedim. Çünkü biz ABD olarak diğer ülkelere model olan anayasası bulunan bir ülkeyiz, özellikle de Latin Amerika ülkelerine model oluyoruz. Ancak buradaki ilkeler, gerçekten evrensel ilkeler ve her bir ülkenin her zaman kendisine bir hedef olarak belirlemesi gereken, belirli gerçekleri temsil eden ilkeler. ABD, her zaman açık fikirli bir ülke olmuştur ve bizim tabii ki dünya üzerindeki bütün ülkelerden her zaman öğreneceğimiz başarılı uygulamalar olacaktır. Umuyorum ki bundan sonra her ülke yargısını mümkün olduğunca siyasetten ayrı tutacaktır ki böylece halka eşit fırsatlar sağlayacak şekilde, tarafsız bir şekilde adalete erişim imkanı verebilelim. ”

Türkiye'deki elektronik kayıt sisteminin çok iyi olduğunu ifade eden Apperson, kendisinin de ABD'de bu konuyla ilgili reform sürecinde çalışmalar yaptığını söyledi.

Türkiye'nin, İstanbul Bildirgesi'yle yargıda belirli hedefler belirleyerek, reform gerçekleştirmek üzere olduğunu belirten Apperson, “Bu hedefler çok iyi. Bu tür reformlara geçişler biraz zaman alır. Umuyoruz ki siyasetçiler bundan sonra bu hedeflerin yerine getirilmesinde öncü rol alırlar, çalışmalara devam ederler. ” ifadelerini kullandı.

Apperson, “Bu reformlar hükümetler için değil, insanlar için en önemli. Bunlar halk için, insanlar için yapılan reformlar. Dolayısıyla aslında insanların adalete erişimini ve aynı zamanda eşitliğini ülke liderlerinin ne kadar çok önemsediğinin bir göstergesi. ” görüşünü dile getirdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?