3. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi

İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, anne-baba ve öğretmenlerin çocuklara doğru teknoloji kullanım alışkanlığı kazandırması gerektiğini belirterek, “Sınırlı, sorumlu, yasal ve bilinçli kullanıldığı takdirde, teknoloji insanoğlu için çok önemli bir imkandır. Yeter ki, bir amaç çerçevesinde kullanılsın. Sanal ortamın tuzaklarına karşı çocuklarımızı korumalı, rol model anne ve babalar olmalıyız.” dedi.

Yeşilay’ın düzenlediği, “Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi”nde konuşan Erdoğan, Yeşilay’ın, son yıllarda tütün başta olmak üzere bağımlılıklar konusunda çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi.

Erdoğan, Yeşilay’ın Türkiye’yi, Dünya Sağlık Örgütü nezdinde “örnek ülke” konumuna yükselten kayda değer bir başarıya katkı sağladığını vurgulayarak, teknoloji bağımlılığı alanında da sürdürülebilir çalışmalar yapacağına gönülden inandığını kaydetti.

Teknolojinin, hayatın her alanına giren ve gündelik yaşamı düzenleyen bir unsur haline geldiğini ifade eden Erdoğan, özellikle iletişim ve bilgi edinme alanında alışkanlıkları değiştirdiğini belirtti.

Erdoğan, eskiden bir bilgiye ihtiyaç duyulduğunda ansiklopediye bakıp, sözlük açıldığını hatırlatarak, “İletişimi yüz yüze veya mektuplar vasıtasıyla yapardık. Artık mektup yerine e-posta veya anlık mesajlar yazıyoruz. Bir bilgiye ihtiyacımız olduğunda internette arama yapıyoruz. Çocuklarımız, topaç çevirmek, saklambaç oynamak gibi geleneksel oyunlar yerine dijital oyunları tercih ediyor. Yeri geliyor alışverişimizi internetten yapıyor, banka işlemlerimizi ekran başından hallediyoruz. Teknolojinin en önemli getirilerinden birisi, bize zaman kazandırıyor olması. Ta ki, bağımlılığa dönüşüp, zamanımızı çalar hale gelene kadar.” diye konuştu.

Son yıllarda teknolojinin bir fırsat olmaktan çıkıp, bağımlılık yaparak tehdide dönüştüğünün görüldüğünü aktaran Erdoğan, internet, cep telefonu, akıllı telefon uygulamaları ve dijital oyunların hayatın merkezine yerleştiğini dile getirdi.

– “Yoğun radyasyona maruz kalıyor, manyetik dalgalar arasında bir ömür geçiriyoruz”

Erdoğan, insanların teknoloji olmadan yaşamını sürdüremez hale geldiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

“Bilinçle kullanılmadığında, ruhsal, fiziksel, zihinsel birçok olumsuz sonuçlar doğuruyor. Teknoloji, sosyal ortamlarda dahi, insan ilişkilerinin önüne geçiyor. Bu, insani ilişkileri yıprattığı gibi, her açıdan sağlıksız nesiller yetişmesine neden oluyor. Uzun süre internet başında oturmak, uykudan, spordan ve hareketli yaşamdan feragat etmeyi gerektiriyor.

Teknolojik aletlerin uzun süreli kullanımı sağlığımızı yakından etkiliyor. Etrafımızı çepeçevre kuşatan sinyallerin, beyin hücrelerinde hasarlar oluşturduğunu biliyoruz. Fakat boyutlarının henüz yeterince farkında değiliz. Aslında büyük bir biyolojik deneyin parçası olduğumuz söylenebilir. Yoğun radyasyona maruz kalıyor, manyetik dalgalar arasında bir ömür geçiriyoruz.

Bu noktada, ölçülü bir teknoloji kullanımı son derece önemlidir. Etkilerini ileride göreceğimiz teknolojik gelişmeler karşısında temkinli ve tedbirli olmak durumundayız. Özellikle çocuklarımızı bu etkilerden olabildiğince korumalıyız.

Teknolojinin hızı ile gerçek hayatın hızı arasındaki fark, çocuklarda sabırsızlık, empati yapamama, hoşgörüsüzlük gibi davranışlara sebep oluyor. Gerçek hayata adapte olamama sorunları ortaya çıkıyor.

Teknoloji üzerinden kurulan sanal ilişkiler, aileleri yıkılışa kadar götüren nice problem karşımıza çıkarıyor. Yalan yanlış bilgiler, dedikodular, zihnimizde yük haline geliyor. Uzmanlar dikkat dağınıklığı gibi sorunların bu gereksiz bilgi yığınından kaynaklandığını söylüyor.”

– “Sanal ortamın tuzaklarına karşı çocuklarımızı korumalıyız”

Emine Erdoğan, teknoloji sayesinde artık her türlü bilginin el altında olduğunu vurgulayarak, hemen her yerde dünyadaki gelişmelerden anında haberdar olunduğunu belirtti.

İnternet, radyo ve televizyonun insanları istemediği kadar bilgiyle muhatap kıldığının altını çizen Erdoğan, sözleri şöyle sürdürdü:

“Fakat ne yazık ki bu, toplumsal duyarlılığımızın arttığı anlamına gelmiyor. Dünyanın sorun ve acıları karşısında yeterince sorumluluk göstermiyoruz. Mülteciler sorunu, bunun en çarpıcı örneğidir. Çocukların Akdeniz sahillerinde ölümü haberi, çoğu vicdana, akla ve kalbe uğramadan, istatistik verisi olarak kaldı. Oysa bilmek sorumluluk ister. Dünyanın acıları karşısında aksiyon almayı gerektirir. Bilgi ve haber yığınları arasında kalmak, vicdanlarımızı köreltmemelidir. Duygularımız saflığını koruyabilmelidir.

Ülkemizde 2015 itibarıyla, 10 hanenin 7’sinde internet erişim imkanı olduğu, hanelerin yaklaşık yüzde 97’sinde cep telefonu bulunduğu biliniyor. Çocuklar, ortalama 10 yaşında cep telefonu kullanmaya başlıyor. Her 10 çocuktan 9’u her gün televizyon izliyor. İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur. Uzmanlara göre, günlük insan davranışlarının yüzde 40’dan fazlası alışkanlıklardan oluşuyor. Bu nedenle, anne-baba ya da öğretmen olarak çocuklarımıza doğru teknoloji kullanım alışkanlığı kazandırmak durumundayız. Sınırlı, sorumlu, yasal ve bilinçli kullanıldığı takdirde, teknoloji insanoğlu için çok önemli bir imkandır. Yeter ki, bir amaç çerçevesinde kullanılsın.

Sanal ortamın tuzaklarına karşı çocuklarımızı korumalı, rol model anne ve babalar olmalıyız.”

Emine Erdoğan, teknolojiyi hayattan tümüyle çıkarmak yerine, ölçülü kullanmanın öğrenilmesi ve öğretilmesi gerektiğine işaret ederek, aksi halde hafızası teknolojiye bağlanmış nesiller yetiştirileceğini kaydetti.

Çocukların, gerçek toplumsal yapılar yerine siber alemin bireyleri haline geleceğini aktaran Erdoğan, makinalaşan dünyanın, insanı duygudan yoksun mekanik varlıklara dönüştüreceğini ifade etti.

– “İnsanımız zamanının büyük bir bölümünü teknolojik aletler başında öldürüyor”

Erdoğan, duygudan beslenen sanatın, insan ruhunu yücelten bir alan olmaktan çıkıp, etkisini kaybedeceğini dile getirerek, “Nitelikli insanın temel göstergesi, vaktini nasıl kullandığı ile yakından ilgilidir. Ne yazık ki, insanımız zamanının büyük bir bölümünü teknolojik aletler başında öldürüyor. Zamanı öldüren, hayatı da öldürür. Teknoloji başında geçirdiğimiz zamanı çok daha verimli kullanmak, kitaba hayatımızda yer açmak durumundayız. Okur-yazar bir toplum olmanın kriteri sadece alfabeyi bilmek değildir. Kitap okuma oranları okur-yazarlığımızın niteliğini belirler. Ne yazık ki, ülkemizde bu oran istediğimiz seviyede değil. İnsanımız sürekli ekran karşısında olmayı, kitap okumaya, nitelikli vakit geçirmeye tercih ediyor.

Bu noktada ebeveynlere büyük sorumluluklar düşüyor. Teknoloji bağımlılığı konusunda gerekli tedbirleri almazsak, kayıp nesiller vereceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Milli Eğitim Bakanlığının bağımlılıklarla mücadele konusunda eğitim çalışmaları yaptığını aktaran Erdoğan, Sağlık Bakanlığının bağımlılıkları bir sağlık sorunu olarak ele alıp tedavi merkezleri açtığını söyledi.

Erdoğan, teknoloji kullanım bilincini, ailelerin bir “irade eylem planı” olarak hayatlarına hakim kılması gerektiğini belirterek, “Umuyorum ki, Teknoloji Bağımlılığı Kongresi bu noktada bir farkındalık sağlamaya vesile olur. Tüm dünyada sağlam iradeli nesiller yetiştirecek bir bilinç devrimi yapabilmeyi diliyorum. Çocuklarımıza insan merkezli bir dünya inşa edebilmeyi umuyorum.” dedi.

Öte yandan, Emine Erdoğan, konuşması öncesinde Yeşilay tarafından hazırlanan stantları ziyaret ederek bilgi aldı. Erdoğan ayrıca, teknoloji bağımlılığına dikkati çekmek ve nostaljik haberleşme yöntemlerini yeni nesillere hatırlatmak için, alanda bulunan posta kutusuna kartpostal attı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?