23 yılda 12 binin üzerinde deniz kabuğu topladı

İSTANBUL (AA) – BERK ÖZKAN – Emekli banka yöneticisi Fikret Özer, Bodrum Kalesi'ndeki bir satıcıdan aldığı deniz kabuklarını bir koleksiyona dönüştürerek 23 yılda 12 bin deniz kabuğu biriktirdi.

Rengarenk binlerce deniz kabuğunu evinde oluşturduğu çok çekmeceli dolap ve vitrinlerde saklayan Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kabuk toplamanın adeta “dipsiz bir kuyu ” olduğunu söyledi.

Yaklaşık 7 yıl önce bankadan emekli olan 58 yaşındaki Özer, seyahat etmeyi sevdiğini anlattı.

Tatile gittiği Bodrum Kalesi önünde gördüğü ve güneş altında ışıl ışıl parlayan 3 parça 'Tridacna Squamosa' türü deniz kabuğu satın aldığını belirten Özer, güzelliğine kapıldığı deniz kabuklarının evindeki büfesinde yer almasıyla farkında olmadan koleksiyonun temelini atmış olduğunu dile getirdi.

Ağabeyinin Beyoğlu'ndaki Atlas Pasajı'nda bir dükkanda deniz kabuklarıyla ilgili 'çok güzel örnekler satıldığını' söylemesi üzerine de soluğu bu pasajda aldığını aktaran Özer, “Deniz kabuğu çeşitlerini görünce büyülendim ve oradan da deniz kabukları alarak koleksiyonu oluşturmaya başladım. Dünyada yayınlanmış güzel, literatüre geçmiş kitaplar vardı, bunları temin ettim. 23 yıldır bu hobim devam ediyor. ” dedi.

  • “Bir kabuğu nadide kılan şey zor erişilmesi “

Kabuk toplayıcılığında, bir kabuğun büyüklüğünün, renginin ya da şeklinin önemli olmadığını belirten Özer, “Bir kabuğu nadide kılan şey; o kabuğa ne kadar zor erişiliyor olması. Bazen çok derin sulardan geliyor bunlar. Yakın zamanlara kadar denizlerin daha derinlerine inme şansı yoktu, ama şimdi daha derin sulara inilebiliyor. Toplama teknikleri de değişti. Bir kabuk ne kadar az bulunuyorsa o kadar nadirdir. Bazı kabuklar zaman içerisinde aynı dinozorlar gibi, diğer canlılar gibi yok olmuşlar. Çok eski koleksiyonlardan birkaç örneğini bildiğimiz tanıdığımız veya literatürde okuduğumuz ama kendisini göremediğimiz kabuklar var. Bunlar da nadir kabuklar sınıfına giriyor. Bunları çok yüksek değerler ödeyerek alabiliyorsunuz. ” ifadelerini kullandı.

  • “Dünyada tespit edilmiş 100 bin türün üzerinde kabuk var “

Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına karşın kabuk zenginliği açısından zayıf olduğunu vurgulayan Özer, “Çok değişik deniz ve kara kabuklarımız var. Fakat bir Çin denizindeki veya Filipinler bölgesindeki kabuklar kadar renkli, değişik şekillerde ve formlarda değil. Bizde genellikle 4-5 tür biliniyor. Literatüre geçmiş deniz kabuklarında Türkiye'den yaklaşık 900'ün üzerinde tür var. Bunların içinde 1 milimden başlayan kabuklar da var. ” diye konuştu.

Fikret Özer, “Kabuklular dünyası Malakoloji (Malacology) denen bir bilim dünyası altında Konkoloji (Deniz kabukluları) bilim dalında izleniyor. Konkoloji ile dünyada tespit edilmiş 100 bin türün üzerinde kabuk var. Varsayılan ise bunun 300 bin tür olduğu şeklinde. ” dedi.

Denizin derinliklerine inildikçe ve dipler karıştırıldıkça yeni yeni deniz kabuğu türleri ortaya çıktığını vurgulayan Özer, şöyle devam etti:

“Pul koleksiyonum, para koleksiyonum da var. Ama bütün bu koleksiyonlarda ortak nokta hepsi insan yapımı. Pul biriktiriyorsunuz ve cumhuriyet dönemi diyelim, hepsinden aldığınız zaman koleksiyon bitiyor. Fakat deniz kabukları tamamen sonsuz bir koleksiyon. 3 kuşak da geçse, 5 kuşak da geçse devam eder. Fiyatları açısından dünyada bir piyasası var. Hangi değerde, hangi tür kabuk, ne kadar eder? Her sene değişiyor. Sizin 200-300 dolara aldığınız kabuk 25-30 dolara düşebiliyor. Bazen de sizin zamanında alıp koleksiyona koyduğunuz kabuk artık bir daha hiç çıkmıyor ve değerleniyor. Dipsiz bir kuyu bu. ”

  • “Deniz kabuklarına erişmek kolay değil ”

Yaklaşık 20 senedir profesyonel olarak dalış yaptığını da ifade eden Özer, “Koleksiyonda gördüğünüz 12 bin parçanın yüzde 0,01'ini bile dalışlarda toplamadım. Deniz kabukları aşağıda inci gibi dizilmiş vaziyette sizi beklemiyor. O kadar kolay değil bunlara erişmek. Belli bölgelerde dalışlarda bolca bulunan kabuklardan görüyorsunuz ama bizde amaç bulduğunuz her kabuğu alıp koleksiyona getirmek değil. Diğer türlü aç gözlülüğe girer. Bu hayvanları boşu boşuna, doğal sebeplerin dışında öldürmeye girer. ” dedi.

Yaptığı dalışlarda genellikle kabuk toplamadığına değinen Özer, şunları kaydetti:

“Gittiğim bölgede 1-2 kabuğu, ölülerden seçerek hatıra olarak alıyorum. Kabuk koleksiyonunda, korunması açısından dikkat edilmesi gereken faktörler var. Kabuklar kapalı ortamda, direkt güneş ışıklarına maruz kalmayacak şekilde saklanmalı. Toz gibi dış etkenlerden korunmalı. Bunların en ufak çarpma darbe olduğunda kondisyonları yani değerleri düşüyor. Birçok kere elinizden düşürdüğünüz için, yere çarptığı için kabukta deformasyon olduğunda etinizden et kopmuş gibi insanı üzüntüye boğabiliyor. Kabukla da doğal bir etkileşim oluyor.

Her yıl değişik fuarlara kongrelere gidiyorum. İki yıl evvel Amerika'da kabuk bilimcilerinin yaptığı toplantıya katıldım. Bu yıl Florida'da yapılacak seminere katılacağım. Her sene mayıs ayında Paris'te uluslararası kabuk fuarı yapılıyor. Dünyanın her bir tarafından hem satıcılar hem de kabuk koleksiyonerleri geliyor. Çok yüksek miktarlarda kabuk değiş tokuşu ya da ticareti yapılıyor orada. Biz de bu vesileyle dünyada birçok kabuk koleksiyoneriyle dost olduk. Dünyada özellikle Japonlar, son yıllarda Çinliler, Amerikalılar, Belçikalılar, Fransızlar, Hollandalılar kabuklara ve koleksiyonculuğa gerçekten çok önem veriyorlar. Türkiye'de de var. Bir çoğunu tanıyorum. Yeni arkadaşlar yetişiyor bu da sevindirici. ”

  • “Benim için kabuğun değerinden çok o kabuğa erişmek daha güzel “

Koleksiyonunda 2 bin dolarlık bir kabuğun yanına 3 dolarlık bir kabuğu da yerleştirdiğini belirten Özer, “Benim için kabuğun değerinden çok o kabuğa erişmek daha güzel. Hiçbir kabuğu da satmayı aklımdan geçirmiyorum. Ne toplarsanız toplayın bir şeyi aklınızdan çıkarmayın. Topladığınız objelerle ilgili gerçekten bilgi sahibi olmanız lazım. Eğer bilgi sahibi değil, araştırmıyor, öğrenmiyorsanız bu sadece toplayıcılık oluyor. Koleksiyoner demek yaptığı işi, topladıklarının değerini bilen, onunla ilgili tüm hikayesini bilen araştıran kişi. Diğer türlü benim nazarımda o kişi toplayıcı. ” dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?