2019 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

TBMM (AA) – MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) dizilere zamanlama kısıtlaması getirmesini beklediklerini belirtti.

MHP milletvekilleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2019 yılı bütçelerine ilişkin görüşlerini dile getirdi.

TBMM Genel Kurulunda, bütçeler üzerinde MHP Grubu adına söz alan Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, görevleri ve faaliyetleri açısından önemli ve etkin bir bakanlık olarak gördükleri Kültür ve Turizm Bakanlığını yakından takip ettiklerini söyledi.

Türkiye'nin adeta bir kültür cenneti olduğunu söyleyen Erbaş, ata yadigarı olan kültür varlıklarının bakım ve onarımları, korunması, sergilenmesi ve tanıtımlarının yapılmasının milli bir görev olarak algılanması gerektiğini belirtti.

Vatandaşların son dönemlerde özellikle tiyatro ve sinema festivalleri alanında yerel ve milli eserlerle buluşma oranının takdir edilecek ölçüde arttığını dile getiren Erbaş, artık Devlet Tiyatrolarında çoğunlukla Türk yazarların eserlerinin oynatıldığına işaret ederek, bunun için Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a teşekkür etti.

Turizmin, yaygın tabirle “bacasız fabrika “, en önemli döviz girdisi, Türkiye'nin dünyaya tanıtılması açısından da son derece etkin bir araç olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Televizyon dizileri sayesinde hem ülkemizi tanıtmaktayız hem de çok ciddi bir ekonomik gelir elde ediyoruz fakat bu dizilere ruh veren bu sektörde çalışan kardeşlerimizin, emekçilerimizin SSK ile ilgili ciddi sıkıntıları var. ” dedi.

RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya'ya seslenen Erbaş, “Dünyanın hiçbir yerinde haftalık 70 ve 90 dakikalık dizi yok. Bu tip diziler sezonluk 12 olarak çekiliyor. Bu kardeşlerimize de daha iyi verim sağlayabilecek bir ortamı sağlamak zorundayız. RTÜK olarak dizi filmlerinde bir zamanlama kısıtlaması getirmenizi bekliyoruz. ” diye konuştu.

Erbaş, hem turizm sektörünün gelişmesi hem de vatandaşların, ülkenin güzelliklerinden faydalanması adına iç turizmi geliştirecek tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin uluslararası alandaki tanıtım faaliyetlerinde KKTC'nin de yer alması gerektiğini söyleyen Erbaş, KKTC'ye, özellikle turizm alanında yapılan teşviklerin devam etmesi gerektiğini söyledi.

MHP İstanbul Milletvekili Cemal Çetin, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) bütçelerini ilişkin görüşlerini dile getirdi.

TİKA'nın faaliyetlerinin, devletin siyasi, diplomatik ve ekonomik açılımları için son derece önemli olduğunu işaret eden Çetin, “TİKA, bugüne kadar yürüttüğü faaliyetlerle Türk varlığı ve eserlerinin olduğu ülkelerde kültürel kimliğimizin ve varlığımızın korunmasına yönelik başarılı işlere imza atmıştır. TİKA'nın imkanlarının, görev alanının uygun bir verimlilik çerçevesinde kullanılması için özellikle Türkistan, Kafkasya, Balkanlar gibi Türk kökenli bölgelerde daha çok irtibat ofisi açılmalı ve faaliyetleri yoğunlaştırılmalıdır. ” diye konuştu.

YTB konuşulduğunda, sayıları 5 milyonun üzerine çıkan, başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türklerin akla geldiğini söyleyen Çetin, yurt dışındaki Türklerin, Türk kimliğini koruyabilmesi, Türkçeyi ve İslam'ı öğrenebilmesi için YTB'nin daha etkin çalışmalar yapması gerektiğine işaret etti.

Çetin, “Bu sebeple YTB ve Yunus Emre Enstitüsü, Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerde çocuklarımıza yönelik dilimizi, dinimizi, tarihimizi ve kültürümüzü öğretebilecek merkezler oluşturmalı ve bu merkezlere de işin uzmanı kadrolar görevlendirilmelidir. ” ifadelerini kullandı.

  • “Türkçenin yozlaşmasına fırsat verilmemeli “

MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Türklüğün omurgasının Türkçe olduğunu belirtti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, kültürün ve dilin önemine binaen Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumunu neden kurduğunun iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Özdemir, bugün içinde bulunulan şartların dil, tarih ve kültür itibarıyla yalnızca geçmişin kaynaklarını araştırıp bulmayı değil, bunları bugünün şartlarında doğru analiz edip geleceğe dair doğru stratejiler geliştirmeyi de zorunlu kıldığını ifade etti.

Dilin, milleti millet yapan temel unsurlardan olduğuna işaret eden Özdemir, “Milli kimliğimizin vazgeçilmez bir ögesi olarak gördüğümüz Türkçenin her alanda doğru ve güzel kullanımı esas olmalıdır. Her türlü basın-yayın, reklam, film, tiyatro eserleriyle günlük ve ticari hayatta kullanımlarda Türkçenin yozlaşmasına ve tahribine yol açan uygulamalara fırsat verilmemelidir. ” değerlendirmesinde bulundu.

Türk kültürü ve sanatının yaşatılması, geliştirilmesi, tanıtılması ve yaygınlaştırılması amacıyla mutlaka milli kültür endüstrisinin oluşturulması gerektiğini dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:

“Milli kültür değerlerimizin yıpratılması sonucunu doğuran, kültürel değerler kargaşasına sebebiyet veren, kültür hayatımızla ilgili temel milli mutabakatları bozan, kayıtsızlık ve düşmanlık örneği uygulamalar önlenmelidir. Uluslararası kültürel iş birliği programları geliştirerek Türk kültürünün çevre kültürler için cazibe merkezi haline gelmesi sağlanmalıdır. Osmanlı arşivinin tasnifi, düzenlenmesi ve tümüyle günümüz literatürüne kazandırılması sağlanmalıdır. Türk vakıf eserleri ortaya çıkarılmalı, korunmalı ve yaşatılmalı, vakıflar devletçe desteklenip varoluş amacına uygun hale getirilmelidir. Kültürel değerlerimizin yaşanması ve yaşatılması amacıyla kültür merkezleri, bilimsel araştırma kurumları ve müzeler yaygınlaştırılmalı, daha da önemlisi bu birimlere erişimin kolaylaştırılması ve elbette gençlerin müzelerden ücretsiz yararlanmasının önü mutlaka açılmalıdır. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?