2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

TBMM (AA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 1996 Kardak krizinden sonra Ege'deki adacıkların fiili ve hukuki durumunda hiçbir değişiklik olmadığını belirterek, “Ne olduysa daha önce olmuştur, bunun da sorumlu AK Parti değildir. ” dedi.

TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının, 2018 yılı bütçesi üzerinde söz alan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle bir sorunu olmadığını söyledi.

Avrupa Birliği'nin, Avrupa'dan büyük olmadığını belirten Çavuşoğlu, Birliğin ırkçı akımlarla, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı gibi akımlarla güç kaybettiğini ifade etti. Çavuşoğlu, “Bu trendi bizim desteklerimize rağmen çeviremezse Avrupa Birliğinin geleceği de maalesef pek aydınlık değil. Dolayısıyla biz güçlü bir Avrupa, güçlü bir Avrupa Birliği istiyoruz; çifte standartlardan, ikiyüzlülükten uzak. ” diye konuştu.

“Siz sanıyor musunuz ki sadece Erdoğan düşmanlığı? ” diye soran Çavuşoğlu, “En son Norveç'te, Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü düşman olarak hedefe koymalarının sebebi, esasen, bunlardaki onu yapanlar ve bunu destekleyenlerdeki Türkiye düşmanlığı, Türk düşmanlığı ve İslam düşmanlığıdır. Sadece Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla basite indirgemeyelim, bu kadar basit değil. ” değerlendirmesini yaptı.

Kıbrıs'ta sorunun çözülmesi için çaba sarf ettiklerini ancak çözemediklerini dile getiren Çavuşoğlu, bunun sorumlusunun Türkiye olmadığını ifade etti. Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Rum tarafı bu parametrelerle yani o günkü parametrelerle bir çözüm istemediği; yönetimi, gücü, ekonomiyi Türklerle paylaşmak istemediği için çözüm olmadı. Bu parametrelerle de bir çözüme ulaşamayacağımız kanaatine vardık. Dolayısıyla, artık bundan sonra hangi adımı atacağımız, ne yapacağımızı konusunda KKTC ile de hemfikir olduk. Şimdi güneyde ve kuzeyde seçimler var, seçim öncesi zaten bunları tartışmanın bir anlamı yok, seçim malzemesi yapılamaz, bu, milli bir politikadır. Dolayısıyla, özellikle KKTC'deki seçimlerden sonra oturacağız, konuşacağız, birlikte neler yapacağımızı değerlendireceğiz ama bu süreçte tabii ki KKTC'nin tanıtımı için adım atmamız lazım ama KKTC'yi zaten Türkiye tanıyor. Meclisten yeni bir tanıma kararı çıkarmaya gerek yok ama pasaportunun daha fazla ülkede geçerli olması için daha fazla ülkede, şehirde temsilcilik açılması için hep birlikte, iktidar, muhalefet çalışalım çünkü KKTC'nin üzerindeki izolasyonların kalkması gerekiyor. Avrupa Birliği bu konuda da sözünde durmadı. ”

Rohingya'daki ve Bangladeş'teki Müslümanlara Türkiye elini uzatmasaydı kimsenin oraya gitmeyeceğini belirten Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'yle beraber oraya gittik, o insanların hangi şartlarda olduğunu gördük. Gelecek hafta Başbakanımız Binali Yıldırım Bey de inşallah oraya gidecek. Bir taraftan hem Myanmar hem Bangladeş'teki bu kardeşlerimize insani yardımları götürüyoruz hem de kalıcı bir çözüm bulmak için uluslararası camiayla beraber yoğun çaba sarf ediyoruz. ” ifadelerini kullandı.

-Kudüs

Kudüs konusunda ABD'nin aldığı kararın, uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Amerika'nın bu yanlış adımdan vazgeçmesi, geri adım atması lazım. Amerika'nın attığı bu adım, esasen bölgede kaosa yol açtı ve sorunları daha da karmaşık hale getirdi. Bir, Amerika'yı bu kararından vazgeçirmemiz lazım; iki, bağımsız bir Filistin devletinin yani Doğu Kudüs'ün başkenti olduğu bağımsız bir Filistin devletinin tanıtımı için yoğun çaba sarf etmemiz lazım. ” dedi.

– “Ne zaman çağırırlarsa geliriz ”

Konuşmalarda Ege Denizi'ndeki adacıkların da gündeme geldiğini anımsatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha önce bu konu açıldığı zaman genel başkan yardımcılarına dedim ki: 'Bu, bir milli politikadır, hassas bir konudur, bu konuda hamaset yapmayalım. Bu konuda iktidarı zora düşürmeye çalışmayalım bunu yaparsanız hiç zararlı çıkmayan iktidar partisi olur ve zararlı çıkan da geçmişte buna göz yuman partiler olur' dedim. Dostane söyledim. Kapalı oturumsa kapalı oturum, aynı şekilde genel başkanlara gelip bilgi verebilirim dedim. Davet ettiniz, tarih verdiniz de gelmedim mi? Ne zaman genel başkan çağırırsa gelmeye hazırım. Ben genel başkana tarih vermem, ben Dışişleri Bakanıyım, gelen muhalefet de olsa, görüşünü paylaşmasak da yer yer ağır da eleştirsek bir partinin genel başkanına saygı duyarız. Ne zaman bizi çağırırsa geliriz.

1996 Kardak krizinden sonra adaların fiili ve hukuki durumunda hiçbir değişiklik olmamıştır, ne olduysa önce olmuştur. Bunun da sorumlusu AK Parti değildir. AK Parti'den önce iktidarda olan partilerdir. Evet, bunu da çözelim ama lütfen AK Pati döneminde işgal edilmiş gibi yalan bilgiler sunmayın.

Sizlere nereden, hangi bilgiler, yanlış bilgiler geliyor, biz bunları da biliyoruz. Dolayısıyla AK Parti'yi köşeye sıkıştırmak için bu tür konuları suistimal etmeyin. Gelin oturum da yapalım, gelin Bakanlığa arşivlerimizi gösterelim, kimin ne zaman ne sorumluluğu var, bunları görsün. Bunları defalarca söyledim. Bunu yapmak yerine iktidarı köşeye sıkıştırmaya çalışmayın. ”

– “Nasıl çözeceğimize karar vermemiz lazım ”

Konuşması sırasında, CHP sıralarından laf atılması üzerine “Kendi genel başkan yardımcınız söyledi 'Atatürk döneminde işgal edilmiştir.' diye, ben söylemedim. ” diyen Çavuşoğlu, “Bu sorunları bir bütün içinde, bir paket içinde Yunanistan'la görüşerek nasıl çözeceğimize karar vermemiz lazım. Bunun alternatifleri var: Diplomasi yoluyla çözebilirsiniz, uluslararası mahkemeye götürebilirsiniz, asker gönderip adaların hepsini alabilirsiniz. ” diye konuştu.

İsmail Cem döneminde bu konuda diplomasi yolunun seçildiğini aktaran Çavuşoğlu, “İstikşafi görüşmeler 7 tur yapılmış bizden önce, biz de bu istikşafi görüşmelerin devam ettirilmesi kararı aldık ki Yunanistan'la diplomasiyi sürdürüyoruz, bunlara bir çözüm bulmamız lazım. ” dedi.

“Anlaşma çıkmazsa değerli arkadaşlar, istediğimiz alternatifi, yüce Meclis karar alır kullanırız. Ancak bu, milli bir politikadır. Bu, sokakta konuşulacak ve onu bunu zor durumda bırakacak bir konu değildir. ” diyen Çavuşoğlu, “Şimdi, bir çalışma grubu kurduk askerlerle beraber, Milli Savunma Bakanlığında. Oturuyoruz, konuşuyoruz; bu sorun nedir, ne adım atabiliriz? Gerginliği artırmakta mı fayda var, azaltmakta mı fayda var? Biz bunların hepsini detaylı, titiz çalışıyoruz. Bunlar, milli konular. Biz de hamaset yaparız. Sizi suçlamak çok kolay; açarım belgeleri veririm basına, kimin imzası var, kim suistimal veririm yani ama bunlar doğru şey değil. ” değerlendirmesini yaptı.

Genel Kurulda, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2018 yılı bütçeleri kabul edildi.

TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, bütçelerin kabul edilmesinin ardından, birleşimi, yarın saat 11.
00'de toplanmak üzere kapattı.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?