15 Temmuz gazisi Ferhat Gökmen yaşadıklarını unutamıyor

DÜZCE (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı önünde tankın altında kalarak gazi olan Ferhat Gökmen, darbe gecesi yaşadıklarını hafızasından silemiyor.

Gökmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesi yaşanan hainliğin unutulmayacağını belirterek, "Darbe gecesi arkadaşımla kafede oturuyordum. Helikopterin MİT'in üzerinde dolaştığını gördüm ve ailemin yanına gittim." dedi.

Ablası, eniştesi ve kızını yanına alarak darbe girişimine karşı çıkmak için sokağa indiklerini vurgulayan Gökmen, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Evde televizyonda haberleri izlemeye başladık. İstanbul'da köprünün kapandığını gördük. Bu sırada Ankara'da jetler alçak uçuş yaparak sonik patlamalar yaratıyordu. Her sonik patlamayı bir bomba atılıyor gibi zannettik. Kız kardeşim evime yakın oturuyordu. Onu çağırdık geldi ve istişare yaptık. 'Bugün evde oturulacak bir gün değil.' dedik. Hep birlikte dışarıya çıktık. Eniştem, kız kardeşim, kızım ve ben hep beraber arabaya bindik. Kızılay Meydanı'na geldik. Arabayı park ederken tankların Kızılay Meydanı'ndan geçtiğini gördük. Araçların üstünden tanklar geçiyordu ve insanları sıkıntıya sokuyordu. Oradaki arkadaşlarla birliktelik oluşturduk ve kimse birbirini tanımamasına rağmen hemfikir olduk ve Meclis'e doğru gidelim dedik. Genelkurmay'a doğru giderken yolda tanklarla mücadele eden bir grup insan daha gördük. Jandarma binası önünden geçerken nöbet tutan askerlere tepki gösterdik. Orada bulunan polis memurları burada sıkıntı olmadığını bize dile getirdiler ve ilerlememizi söylediler."

– "Tankların üzerine branda çektik"

Askerliğini tank şoförü olarak yaptığı için müdahaleyi nasıl yapacağını bildiğini belirten Gökmen, o gece yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

"Tankın üzerindeki arkadaşlara tankın telsizini sökmelerini söyledim. Daha sonra oradaki arkadaşlarla tankın üzerine branda çektik. Bazı arkadaşlar tankın egzozuna üzerindeki tişörtlerini tıkmaya çalıştılar. Egzoz dumanını tankın içine versin ve içerideki askerler çıksın diye uğraştılar. Bir süre sonra helikopter geldi. Ateş açacağını düşündük. Daha sonra kalabalığa ateş açtı. O esnada bir sürü vatandaşımız gazi oldu bazı arkadaşlar şehit oldu. Kalabalığın solunda kaldığımız için o kurşunlar bize denk gelmedi. Eniştem tankın üzerindeydi ben onun yanına doğru hareket etmek üzereyken eniştem kızımı aradı ve yaralandığını bize belirtti. Ben enişteme doğru giderken 4 arkadaş eniştemi ambulansa doğru götürüyorlardı. Ambulanslar kalabalığın dışında duruyordu. İçeriye giremiyorlardı çünkü helikopterler ambulanslara da ateş atıyordu insanları götürmesinler diye. Birden arkada hareketsiz duran tanklar bizim üzerimize doğru hareket ettiler. Daha sonra eniştemi taşıyan arkadaşlar bırakınca biz yolun ortasında kaldık. Ben eniştemi yolun kenarına çekeyim derken tank bana sağ omzumdan çarptı. Tankın yan tarafına düştüm. Tank beni kaldırımla kendi arasında sıkıştırmaya başladı. Tank benim üstümden geçti sandım gözlerim karardı ama benim yanımdan geçmiş ve kolumu yaralamış. Daha sonra kendimi ambulansta buldum."

– "Bayrak inmesin, ezanlar susmasın diye sokağa çıktık"

Olayın ardından uzun süre tedavi gördüğünü vurgulayan Gökmen, "Safra kesemi aldılar. Fıtığım patladı oralardan ameliyat oldum. Kalçam da biraz sıkıntım var onun için ameliyat olacağım. Ezanlar dinmesin, bayrağımız inmesin, genç nesiller sıkıntı yaşamazsın diye çıktık bizler sokağa." diye konuştu.

Gökmen, tankın içinde bulunan askerlere vatandaşların su ikram ettiğini ancak onların yapılan iyiliğe ihanetle karşılık verdiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bizim oradaki kardeşlerimiz de kendi içecekleri suyu onlara verdiler. Hainler suyu içtiler ve dışarıya doğru ateş açtılar. Orada bir kardeşimizi şehit ettiler. Ruhları 1 dolara satılmış emperyalizmin uşakları olmuşlar."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?